
Herkes Google’ın dünyanın her yerinde, hayatın tam merkezinde olduğunu düşünse de aslında Çin pazarında durumlar biraz karışık. Teknoloji devi, 2010 yılında aldığı oldukça radikal ve riskli bir kararla Çin’deki arama motoru faaliyetlerini durdurmuştu.
Peki milyarlarca potansiyel kullanıcısı olan devasa bir pazardan ve milyarlarca dolarlık gelirden vazgeçmek bir şirket için kolay mı? Tabii ki hayır ancak işin içinde ciddi siber saldırılar, insan hakları ihlalleri ve ağır sansür baskısı olunca Google için bardağı taşıran son damla düşmüştü...

Google aslında Çin pazarına 2006 yılında "Google.cn" adıyla giriş yaptığında, yerel yasalara uyacağını ve bazı hassas konulardaki arama sonuçlarını filtreleyeceğini kabul etmişti. Şirket o dönemde "hiç bilgi olmamasındansa, sansürlü de olsa bilgiye erişim daha iyidir" felsefesiyle hareket ediyordu ancak yıllar geçtikçe Çin hükûmetinin talepleri ve internet üzerindeki baskısı azalmak yerine daha da arttı.
Google, kendi misyonu olan "bilgiyi organize etme ve herkes için erişilebilir kılma" hedefiyle Çin'in katı internet kuralları arasında sıkışıp kalmaya başladı. Kullanıcıların özgürce bilgiye ulaşamaması, şirket içinde de huzursuzluk yaratıyordu ve bu durum sürdürülebilir bir iş modelinden çıkıp etik bir soruna dönüşmeye başlamıştı.

İpleri koparan asıl olay ise 2009'un sonlarında tespit edilen ve "Aurora Operasyonu" olarak bilinen büyük çaplı siber saldırılar oldu. Google, Çin kaynaklı olduğu belirtilen bu saldırıların, şirketin fikri mülkiyetini çalmaya yönelik olduğunu ve daha da önemlisi Çinli insan hakları savunucularının Gmail hesaplarına sızmayı hedeflediğini açıkladı. Bu durum artık sadece bir sansür meselesi değil, aynı zamanda ciddi bir güvenlik ve gizlilik ihlaliydi.
Google yönetimi, kullanıcılarının güvenliğini garanti edemediği bir ortamda daha fazla taviz vererek çalışamayacağına karar verdi. Bu siber saldırı, Google’ın "don’t be evil" (kötü olma) mottosuyla doğrudan çatışıyordu ve şirket için bir dönüm noktası olmuştu.

Yaşanan bu krizin ardından Google, 2010 yılının başında artık arama sonuçlarını sansürlemeyeceğini tüm dünyaya duyurdu. Bu karar, Çin hükûmetinin kurallarına doğrudan bir başkaldırı niteliğindeydi ve beklendiği gibi Pekin yönetimi tarafından hoş karşılanmadı.
Google, sansürsüz bir hizmet sunabilmek için arama motoru trafiğini Çin ana karasından, daha özgür internet yasalarına sahip olan Hong Kong sunucularına yönlendirmeye başladı ancak zamanla Çin’in "Büyük Güvenlik Seddi" (Great Firewall) bu yönlendirmeleri de engelledi ve Google hizmetlerine erişim ana karada neredeyse imkânsız hâle geldi.

O yıldan bugüne de değişen herhangi bir şey yok. Özetle Google'ın Çin'den çekilmesi, sadece ticari bir anlaşmazlık değil, internet özgürlüğü ve kullanıcı gizliliği adına atılmış tarihi bir adımdı. Google bu pazardan çıktıktan sonra meydan, yerel arama motoru Baidu’ya kaldı ve Baidu, Çin'in tartışılamaz lideri oldu.
Google aradan geçen yıllarda Çin pazarına tekrar girmek için çeşitli projeler üzerinde çalışsa da (örneğin Dragonfly Projesi), 2010 yılında yaşanan bu güven krizi ve sansür konusundaki kırmızı çizgiler, şirketin Çin seddini aşmasının önündeki en büyük engel olmaya devam ediyor.